Zaman zaman Üniversite eğitimi almışların bile ortalama 900 kelimelik dağarcıkla dertlerini anlattıkları dile getiriliyor. Osmanlı döneminde ise münevverlerin 30 bin - 40 bin kelime sınırında konuşma ve yazım hazineleri vardı.
Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber dil zenginliği yerine vatandaş Türkçe konuş dayatmaları ve ardından Türk Dil Kurumunun kuruluşuyla dili zenginleştirme gayretleri yaşanmıştır. Ancak, aradan tamı tamına bir asır geçti. Dili zenginleştirmek şöyle dursun günlük hayatımızı bir kaç yüz kelimeyle tamamlar olduk. Dil Kurumunun türettiği çoğu kelimeye insanlarımız itibar etmedi. Latince dayatmayı halkımız sevmedi.
Osmanlı edebiyatı şiir, kıssa ve menkıbe ağırlıklıydı. Her kelimenin ayrı bir vurgusu vardı. Hikaye ve Roman batıdaki gibi yazılıp okunmaya başlandığında bile üzülerek ifade edelim, kelime dağarcığımız hiç artmadı.
Kelime zenginliği bir toplumun, hatta, Milletin ifade gücünü gösterir. Dağarcığı, sözcük hazinesi, kelime birikimi vs oluşturamayan toplumlar; Geri kalmış, yada geri bırakılmış toplumlardır.
Osmanlı dil hazinesi; Selçuklu mirasını kabullenerek - sahiplenerek büyümüştür. Sadece Selçuklu değil, sahip olduğu coğrafyaların birikiminide sahiplenmiş, yaşamaları için destekte bulunmuştur. Osmanlı, tüm kültürleri - dilleri yaşatarak; Esasen kendi kültürel zenginliğini, yani, dil hazinesini geliştirmiştir. Bugün Balkanlarda halâ Osmanlı - Türkçe kelimelerin varlığını görmekteyiz. Bu dil zenginliğine önem vermenin bıraktığı mirastır..
Düşünsenize bir dönem Türk Sanat Müziği ( TSM ) dinlemek yasaklanmıştı. Sadece TSM değil, saz çalmak bile yasaklanmıştı. O günlerden bugünlere geldiğimizde; Kelime hazinemizin, günlük kullandığımız kelimeler toplamının azami 900 lerde olduğunu söyleyebiliyoruz.
Güzel konuşmak, kelime haznemizin genişliğiyle - zenginliğiyle ilgili bir durumdur. Temenni edelim tekrar Osmanlı döneminde olduğu gibi dilin önemi kavranır. Öyle ya duygu ve düşüncelerimizi, hasletlerimizi isabetli kelimeleri bularak daha tesirli, daha doğru daha vurgulu hale getirebiliriz. İnanın sadece şiir, hikaye, roman vs değil günlük makaleler, konuşmalar bile daha duygulu olacaktır. Bunun için Milli Eğitim müfredatlarını dilin zenginleştirilmesi için iyi değerlendirmelidir. Vesselam..
Osmanlı Döneminde Günlük Rutin Konuşmalar 3000 Kelime İle Yapılırken Bugün 250 İlâ 900 Kelime İle Günü Tamamlıyoruz
Zaman zaman Üniversite eğitimi almışların bile ortalama 900 kelimelik dağarcıkla dertlerini anlattıkları dile getiriliyor. Osmanlı döneminde ise münevverlerin 30 bin - 40 bin kelime sınırında konuşma ve yazım hazineleri vardı.
Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber dil zenginliği yerine vatandaş Türkçe konuş dayatmaları ve ardından Türk Dil Kurumunun kuruluşuyla dili zenginleştirme gayretleri yaşanmıştır. Ancak, aradan tamı tamına bir asır geçti. Dili zenginleştirmek şöyle dursun günlük hayatımızı bir kaç yüz kelimeyle tamamlar olduk. Dil Kurumunun türettiği çoğu kelimeye insanlarımız itibar etmedi. Latince dayatmayı halkımız sevmedi.
Osmanlı edebiyatı şiir, kıssa ve menkıbe ağırlıklıydı. Her kelimenin ayrı bir vurgusu vardı. Hikaye ve Roman batıdaki gibi yazılıp okunmaya başlandığında bile üzülerek ifade edelim, kelime dağarcığımız hiç artmadı.
Kelime zenginliği bir toplumun, hatta, Milletin ifade gücünü gösterir. Dağarcığı, sözcük hazinesi, kelime birikimi vs oluşturamayan toplumlar; Geri kalmış, yada geri bırakılmış toplumlardır.
Osmanlı dil hazinesi; Selçuklu mirasını kabullenerek - sahiplenerek büyümüştür. Sadece Selçuklu değil, sahip olduğu coğrafyaların birikiminide sahiplenmiş, yaşamaları için destekte bulunmuştur. Osmanlı, tüm kültürleri - dilleri yaşatarak; Esasen kendi kültürel zenginliğini, yani, dil hazinesini geliştirmiştir. Bugün Balkanlarda halâ Osmanlı - Türkçe kelimelerin varlığını görmekteyiz. Bu dil zenginliğine önem vermenin bıraktığı mirastır..
Düşünsenize bir dönem Türk Sanat Müziği ( TSM ) dinlemek yasaklanmıştı. Sadece TSM değil, saz çalmak bile yasaklanmıştı. O günlerden bugünlere geldiğimizde; Kelime hazinemizin, günlük kullandığımız kelimeler toplamının azami 900 lerde olduğunu söyleyebiliyoruz.
Güzel konuşmak, kelime haznemizin genişliğiyle - zenginliğiyle ilgili bir durumdur. Temenni edelim tekrar Osmanlı döneminde olduğu gibi dilin önemi kavranır. Öyle ya duygu ve düşüncelerimizi, hasletlerimizi isabetli kelimeleri bularak daha tesirli, daha doğru daha vurgulu hale getirebiliriz. İnanın sadece şiir, hikaye, roman vs değil günlük makaleler, konuşmalar bile daha duygulu olacaktır. Bunun için Milli Eğitim müfredatlarını dilin zenginleştirilmesi için iyi değerlendirmelidir. Vesselam..
Ekleme
Tarihi: 10 Aralık 2025 -Çarşamba
Osmanlı Döneminde Günlük Rutin Konuşmalar 3000 Kelime İle Yapılırken Bugün 250 İlâ 900 Kelime İle Günü Tamamlıyoruz
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(3)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
A.Eser
(10.12.2025 14:44 -
#1365)
Çok önemli mevzu üstad..Çareyide yazmışsın zaten.Bencede Osmanlının yere gömülen kültürünü tekrar çıkarıp yavaş yavas meb müfredatına sokmak lazım.Lakin bunu önemseyen bir meb lazım..Bakan hangi olumlu adım atsa malum kesim karşı çıkıyor.İngiliz dili gittikce hakim oluyor bu tehlikeli bir gidiş.. İnsallah düzelecek diyelim..Selamlar.
SİMYACI
(10.12.2025 14:55 -
#1366)
Şu sebepler de olabilir.
Hızlı İletişim (İnternet ve Telefon)
Acele Ediyoruz: Sosyal medyada, WhatsApp'ta veya mesajlarda her şeyin hızlı ve kısa olmasını istiyoruz. Uzun cümleler kurmak yerine, hemen anlaşılacak basit kelimeleri seçiyoruz.
Kısaltmalar ve Emojiler: "Tamam" yerine "tmm" yazıyoruz veya bir duyguyu anlatmak için uzun bir cümle kurmak yerine emoji kullanıyoruz. Bu da kelimeye olan ihtiyacı azaltıyor.
2. Okuma Alışkanlığının Azalması
Daha Az Kitap: Kitap, gazete veya makale okumak, yeni ve farklı kelimeler öğrenmenin en iyi yoludur. Eğer az okursak, kelime dağarcığımızı genişletme şansımız azalır.
Aynı Kelimeleri Tekrar Etme: Çoğu zaman aynı basit kelimeleri ("iyi," "güzel," "çok") tekrar ederek iletişim kuruyoruz, bu yüzden daha zengin kelimelere (örneğin "mükemmel," "etkileyici," "fevkalade") gerek duymuyoruz.
3. Dilin Sadeleşmesi (Tarihsel Süreç)
Türkçede eskiden kullanılan bazı Arapça ve Farsça kökenli karmaşık veya soyut kelimeler zamanla dilden çıktı. Bazen bu kelimelerin yerine aynı anlam inceliğini verecek yeni bir Türkçe kelime tam olarak yerleşmeyince, insanlar daha basit olanlara yöneldi.
Sonuç: Daha az kelime kullanmamızın temel nedeni, modern hayatın bizi pratikliğe, hıza ve kolaylığa yönlendirmesidir.
Bu durumu değiştirmek için daha fazla okumak ve konuşurken farklı kelimeler kullanmaya çalışmak en basit yollardır.
Öxge
(10.12.2025 15:33 -
#1367)
Çakma dilin olsa olsa kelime dağarcığı bu kadar olur öz Türkçe dururken Latin İngiliz Fransız dilinden ekleme saplama bir dil oluşturmuşlar ülkemize insanımıza atılmış en büyük kültür kazığı diyebiliriz amaç kültürel yönden çöküş yaşatılırlen siyasal yönden de buna destek olunarak İslam inancını yok etmek sikmek sindirmek olarakta algılayabiliriz
