Gülsan Metal
birsan alüminyum
Emrullah Akbulat
Köşe Yazarı
Emrullah Akbulat
 

Yalan ve İftiranın Bedeli Ağırdır. Yalan, Münafıklıktan Bir Kapıdır.

          Mevzu  ne olursa  olsun, yalan  kadar  çirkin bişi  yoktur. İster şaka, ister ciddi, ister ticari veya siyasi vb olsun yalan; Kabul edilebilinecek bir ifade şekli değildir. Kimileri  anı, günü kurtarmak için yalanı olağan haline getiriyorlar. Hazin bir durum. Düşünsenize yalanın alışkanlık ( mitomani ) haline  geldiğini. Hayat gerçeklikten tamamen çıkar.           Yalan, insanın kalbini karartır. Ebu Hüreyre r.a. den rivayete göre Peygamberimiz s.a.v. şöyle buyurmuştur: “Münafığın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder.” (Buhari, İman, 2/24, (I,14))            Maalesef yalanı hafife alır olduk. Yalan varsa dürüstlük yoktur. Hala ciddiye almıyoruz. Çocuklarımızda bizleri örnek alıyorlar. Toplumda ki ahlaki çözülmenin temelindede yalan ve harama batmak var. Bedelini ağır ödüyoruz. Bir şeyler ters gidiyor ama tedbir de almıyoruz.           Muhabbetler güzelleşsin ya da ne bileyim eğlenceli olsun diye yalan söyleyemeyiz. Ya da ne bileyim etiket rakamını değiştirip; İki katına sattığımız mal için söylediğimiz yalan kazancımıza, evimize bereketmi getirecek zannediyoruz. Veya siyasi ikbal için binbir yalan vaatlerde bulunanlar; Hanelerine ne yazdırdıklarını zannediyorlar. Ne acı değil mi ?!           Yalan, insanın iyi bir isanmı yoksa kötü bir insan mı olduğunu belirleyen önemli bir ayraştır. Bizler insanların akıl ve kalplerini okuyamayız ama davranış ve konuşmalarını anlamlandırabiliriz. Öyle değil mi ?           Çocuklarımıza doğruluğu - dürüstlüğü küçük yaşlardan  itibaren aşılamalıyız. Yalandan kesinlikle uzak durmalıyız. Abdullah b. Âmir (r.a.) ; Peygamberimizin evimizde bulunduğu bir günde, annem, “yavrum gel, sana bir şey vereceğim” diye beni çağırdı.Peygamberimiz anneme: “Çocuğa ne vermek istedin” diye sordu. Annem: Hurma vermek istedim, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Eğer bir şey vermeseydin sana bir yalan günah yazılırdı . '' (Ebu Davud, Edeb, 45/80, (V,265)) dediğini aktarmıştır. Peygamber Efendimiz bu kadar hassas davranmıştır. Yalan(lar) kalbe dökülen kara lekeler gibidir. Terkedilmezse kalbi karartacağını bilmeliyiz.            Peygamberimiz Hz Muhammed ( sav ) " (İyi) müslüman, dilinden ve elinden müslümanların emin olduğu kişidir. (Asıl) muhâcir de Allah'ın yasakladıklarını terkedendir." (Buhârî, Îmân 4, 5, Rikak 26; Müslim, Îmân 64-65.) buyurmuşlardır.            Rabbimiz bizleri iyi müslüman olanlardan eylesin İnşaallah. Yalansız, riyasız, iftirasız yaşam temennilerimle; Sizleri Allah'a emanet ediyorum. Vesselam..
Ekleme Tarihi: 22 Mart 2024 - Cuma
Emrullah Akbulat

Yalan ve İftiranın Bedeli Ağırdır. Yalan, Münafıklıktan Bir Kapıdır.

          Mevzu  ne olursa  olsun, yalan  kadar  çirkin bişi  yoktur. İster şaka, ister ciddi, ister ticari veya siyasi vb olsun yalan; Kabul edilebilinecek bir ifade şekli değildir. Kimileri  anı, günü kurtarmak için yalanı olağan haline getiriyorlar. Hazin bir durum. Düşünsenize yalanın alışkanlık ( mitomani ) haline  geldiğini. Hayat gerçeklikten tamamen çıkar.

          Yalan, insanın kalbini karartır. Ebu Hüreyre r.a. den rivayete göre Peygamberimiz s.a.v. şöyle buyurmuştur: “Münafığın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder.” (Buhari, İman, 2/24, (I,14))

           Maalesef yalanı hafife alır olduk. Yalan varsa dürüstlük yoktur. Hala ciddiye almıyoruz. Çocuklarımızda bizleri örnek alıyorlar. Toplumda ki ahlaki çözülmenin temelindede yalan ve harama batmak var. Bedelini ağır ödüyoruz. Bir şeyler ters gidiyor ama tedbir de almıyoruz.

          Muhabbetler güzelleşsin ya da ne bileyim eğlenceli olsun diye yalan söyleyemeyiz. Ya da ne bileyim etiket rakamını değiştirip; İki katına sattığımız mal için söylediğimiz yalan kazancımıza, evimize bereketmi getirecek zannediyoruz. Veya siyasi ikbal için binbir yalan vaatlerde bulunanlar; Hanelerine ne yazdırdıklarını zannediyorlar. Ne acı değil mi ?!

          Yalan, insanın iyi bir isanmı yoksa kötü bir insan mı olduğunu belirleyen önemli bir ayraştır. Bizler insanların akıl ve kalplerini okuyamayız ama davranış ve konuşmalarını anlamlandırabiliriz. Öyle değil mi ?

          Çocuklarımıza doğruluğu - dürüstlüğü küçük yaşlardan  itibaren aşılamalıyız. Yalandan kesinlikle uzak durmalıyız. Abdullah b. Âmir (r.a.) ; Peygamberimizin evimizde bulunduğu bir günde, annem, “yavrum gel, sana bir şey vereceğim” diye beni çağırdı.Peygamberimiz anneme: “Çocuğa ne vermek istedin” diye sordu. Annem: Hurma vermek istedim, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Eğer bir şey vermeseydin sana bir yalan günah yazılırdı . '' (Ebu Davud, Edeb, 45/80, (V,265)) dediğini aktarmıştır. Peygamber Efendimiz bu kadar hassas davranmıştır. Yalan(lar) kalbe dökülen kara lekeler gibidir. Terkedilmezse kalbi karartacağını bilmeliyiz.

           Peygamberimiz Hz Muhammed ( sav ) " (İyi) müslüman, dilinden ve elinden müslümanların emin olduğu kişidir. (Asıl) muhâcir de Allah'ın yasakladıklarını terkedendir." (Buhârî, Îmân 4, 5, Rikak 26; Müslim, Îmân 64-65.) buyurmuşlardır.

           Rabbimiz bizleri iyi müslüman olanlardan eylesin İnşaallah. Yalansız, riyasız, iftirasız yaşam temennilerimle; Sizleri Allah'a emanet ediyorum. Vesselam..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Simyacı
(22.03.2024 13:07 - #432)
Yalan söyleyecek olanın akıllı olması gerekiyor. Yalan yalanı doğurur ve bir gün yeni bir yalan ile daha önceki yalanı itiraf edebilirsiniz. En iyisi kaygısız başım, azıcık aşım deyip yalansız yaşamak gerekiyor. Böylece yastığa 5 kala derin uykuya dalarsınız. Heee birde yeni öğrendim bir mevzu var. ( Çenem düştü :)... ) Meta etik diye bir felsefe yazısı okudum. Şöyle... Meta-etik, etik anabilim dalının genellikle felsefeciler tarafından kabul gören Dört ana kolundan biridir. Diğer Üç kol tasvirî etik, normatif etik ve uygulamalı etik olarak tanımlanmaktadır. eta-etik, normatif etik sistemlerini, onların ilk ilkeleri olan ahlak yargılarını ve etiğin ilkel terimleri olan ahlaki kavramları çözümler. Normatif etiğin yargılarına karşı oldukça eleştirel yaklaşan meta-etik; tarihsel, bilimsel, deneyimsel veya normatif yargı gerektiren-ya da ihtiva eden- bir düşünce biçimi olmayıp, ahlaki kavramların anlamını dil ve ahlak ilişkisi içinde analiz eden; analitik bir disiplin türü olan bir etik dalıdır. Normatif etik Şu gibi durumlarda ne yapmalıyız? gibi soruların cevaplarını ararken meta-etik İyilik nedir? ve Bir şeyin iyi veya kötü olduğunu nasıl söyleyebiliriz? gibi soruların cevaplarını arar. Kısacası, meta-etik, etik değerlerin doğasını ve özelliklerini anlamaya çalışır. Bazı teoristler, pratik etik teorilerinin anlamlı olabilmesi için öncelikle sağlam bir meta-etik teorisine sahip olmamız gerektiğini iddia ediyor. Hangi konuda ne yapacağımıza karar vermeden önce bu kararı hangi ahlaki ölçüte göre almamız gerektiğini kararlaştırmamız gerekiyor. Aksi halde günlük hayatta önemli olaylar için aldığımız önemli kararlar bile belirli bir mantığa oturtulmamış olacaktır. Meta-etik, bu tarz bir mantığı arar.
Emrullah Akbulat Yorumunuz için teşekkür ederim. Dilerim kardeşler yorumlarınızı kaçırmazlar. Peygamber efendimiz '' Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim '' buyurmuşlardır. Rehber edindiğimizde bu mevzuda içimiz rahat olacaktır. Allah'a emanetsiniz..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
A.Eser
(22.03.2024 19:40 - #435)
Yalan çok önemli bir konu.Tespitlerde çok doğru üstad. Bugünlerde bazı siyasilerin yalanları yalan vaadleri sınır tanımıyor.Siyasiler toplumun örnekleri ve öne çıkanlarıdır.Yalanlayıda örnek oluyor ticari hayata ve toplum hayatına sirayet ediyor.. Bütün davranışlar genetik değil,cogu etkileşimdir.Bunu yerleşim birimlerinde çok rahat gözlemleriz...Allah yeni nesli bu yalan belasından korusun diyorum.selamlar.
Emrullah Akbulat Yorumunuz için teşekkür ederim Hocam. Temenninize de gönülden AMİN diyorum. Allah'a emanetsiniz..
Emrullah Akbulat Yorumunuz için teşekkür ederim Hocam. Temenninize de gönülden AMİN diyorum. Allah'a emanetsiniz..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.