Parka oturmuş 16 - 17 yaşlarındaki delikanlı bir ayağı bankta ağır abi havalarında ara ara derinden çektiği sigarası bir elinde diğer eliyle de meşrubat mı, yoksa, farklı bir içkimidir bilemediğimiz kutu içeceğini yudumlayarak koyuyor. Biz üç ileri yaşta adam yanından geçtik umurunda bile olmadık. Yazık tabi. Kaybedilmiş neslin tipik örneklerinden.
Apartmanda oturuyor, yüksek sesle müzik dinlediği için; Alt katta ve üst katta komşuları '' Lütfen sesini kısarmısınız. Yarın işe gideceğiz, bir hayli geçte oldu saat '' diye uyarıyorlar. Adam '' afedersiniz '' diyeceğine saldırıyor. Bu esnada yan dairedeki komşusuda çıkıyor hem ayırmaya çalışıyor, hem de komşusunu uyarmaya çalışıyor. Tabi o da nasibini alıyor hakaretten. Kırk yaşlarında hayatının en verimli çağında olan bir adam hiç mi kendisini geliştirmez. Yazmaya utanıyorum ama eşinide dövüyormuş.
İleri yaşta adam; muhakkak torunlarıda vardır ama sokakta arkadaşıyla yürürken argo üslubuna ilaveten küfürlüde konuşuyor. Yolda her yaşta insanla geçişiyor. Yoğun bir noktada olmasına rağmen kimseyi umursamıyor. Böylelerine ömrünü boşa harcamış diyenlere hak veriyorum.
Gecenin ilerleyen saati motosıkletinin eksozunu abartı eksozla değiştirmiş son sürat gidiyor. Motosıklet geçti derken aracının dört camınıda açmış dinlediği şarkıyı yüksek desibelde mahalle sakinlerine dinletiyor. Hasta olanı var, bebeği olanı var; Bir sonraki güne dinlenerek girmek isteyenlerin istirahatleri, uyuma ihtiyaçları umurlarında mı ?! Kendisi geleceğe hazırlaması, geliştirmesi gereken en güzel anlarını böyle harcıyorlar. Üzülüyoruz tabi..
Hemen hepimiz şikayetçiyiz. '' Ne oluyor insanlarımıza. Biz böyle değildik '' diyoruz. Hakikaten toplum olarak hazin bir durumumuz var. Emin olun ahlaki erozyonun - çöküntünün toplumda açtığı yara öyle kolay tedavi edilebilecek bişi değil. Ekonomik sorunlar yahut siyasi meseleler çözüm üreterek halledilebilir fakat ahlaki meseleler öyle söylemlerle, kanunlarla halledilecek mevzu değil.
Devletin, ilgililerin, eğitimcilerin, Din görevlilerinin vb sorumlulukları ortada. Biz kendimize bakalım. Bizler ne yapıyoruz. Kendi şahsi - birey sorumluluklarımızı bir kenara itemeyiz. Unutmamalıyız ki; Kendimize, aile bireylerimize, çevremize karşı mesuliyetlerimiz var. Aile içerisinde, toplum içerisinde örnek edep - adap içerisinde yaşamalıyız. Adab ı muaşereden taviz vermemeliyiz.
Önce aile içerisinde; Nezaketi, inceliği, görgü kurallarını azami derecede yaşama gayretimiz olmalı. Gençler, özellikle çocuklar taklitçilerimiz olarak alışkanlıklar kazanıyorlar. Hepimiz biliyoruz: Gelenekler edinilmiş alışkanlıklardır. Dolayısıyle kimlik ve kültürümüze maddi - manevi değerlerimize, geleneklerimize sahip çıkarak yeni nesillere örnek olmalıyız. Menfi ( olumsuz ) gisişat ancak böyle engellenebilir diyelim ve noktalayalım. Vesselam..