Şehirleşmek, medeniyetle içiçe yaşamaktır. Şehirleşmek esasen insanın insanlarla buluşmasıdır. Her kültürden, inançtan, ırktan vs insanların birbirleriyle komşu olmasıdır. Mecburi karşılaşmalar, mecburi arkadaşlıklar, hatta, mecburi dostluklar dayatır insana şehir. Osmanlı şehirleşmede huzur ve adaleti sağlamak için adab ı muaşeresini üretmiştir. Günümüzde ise; Bırakın adab ı muaşereyi '' lütfen '' e yahut ne bileyim '' Afedersiniz '' e hasret kaldık.
Maalesef yüz yılı aşkındır '' BATI MEDENİYETİ '' yolunda az gittik uz gittik, derken geldiğimiz nokta budur. Bir tuhaflık var. Şehirlerimiz tezatlar silsilesiyle gelişmelerini devam ettiriyorlar. Villalar mahallesine giden yolda, trafik karmaşasında birbirlerine saldıranlar; Araçlarından bezbol sopalarıyla aşağı iniyorlar.
Koca koca şehirler izah edilemeyen imar planlarıyla konuşlanıyorlar. Ne Güneş (ışık ) hesaplanıyor, ne Kâbe düşünülüyor, ne cami - okul, ne dinlenme alanları ne de çocuk bahçeleri. Sonra, konuşlanmış şehrin ortasında yapılan '' bisiklet yolu '' tartışmalarıyla kendimizi avutuyoruz.
İktidar - muhalefet kabahatli olmayan var mı ? Ya arkadaş, hepimiz bu teknenin hamuruyuz. Kimi selahiyetlendirsen karnesinde aynı derslerden sınıfta kalıyorlar. Bir şeyler ters gidiyor. Kaos ekonomiden çok zihinlerde. Belkide dayatılan kaotik yaşam tarzı bizleri kaos girdabına çekiyor, bırakmıyor. Tas kafalısı, alabıros traşlısı, takım traşlısı vb rengarenk kafalar sokakları dolduruyor ama kabalıkta yarış var. Okumuşu, okumamışı ayırmanın zorlaştığı merhaledeyiz. Eğitim, eğitim ama nasıl ne eğitim..
Yeni şehirleşen ( kentleşen ) yerleşkelerimize bakıyorsunuz; Binalar yükselmiş, araçlar sıra sıra dizilmiş, sokaklarına girebilmeniz mümkün değil. Otopark meselesi düşünülmeden yap ( tır ) ılmış binalar, günü birlik kazanç uğruna heba edilmiş arsaları getiriyor akla. Araçlar sokaklardan caddelere taşıyor. Emin olun mecburi istikametler bile trafik akışını sağlayamıyor. Güney Amerika modeli yerleşim tam olmasa da benzer bir şehirleşme yaşıyoruz. Bakın büyük şehirlerimizin hepsinde benzer görüntüler göreceksiniz.
Kocaman kocaman evler, binalar yapıyoruz ama yine de şehirleşemiyoruz. '' Kentsel dönüşüm '' bir fırsat gibi ama onuda yüzümüze gözümüze bulaştırıyoruz gibi. Okul, cami, park ve sportif alanlar düşünülüyormu ? Bilemiyorum, soru işareti bırakıyor zihinlerde. Hani deprem uyarıları var ama ilgili yetkili cenahta kıpırtı yok. Ha senin partin benim partim. Dilim varmıyor ama '' senin hırsızın, benim hırsızım. Dokundurmam '' tartışmaları şehirleşme tartışmalarının çok çok önünde.
Şehirleşme deyip geçmeyin. Şehirleşmek; Medeniyettir, eğitimdir, huzurlu yaşamdır. Hem de kültürel zenginlikle içiçe mimariyle, sanatla, edebiyatla, şiirle, folklorla vs yaşamaktır. Şehirleşmeyi yani medenileşmeyi başaramazsanız; Anayollarda bisiklet yolunuz olmadığı gibi düzenlediğiniz sahillerde muhteşem görüntüyü tamamlayan bisiklet ve koşu yolu - yürüyüş yolu karmaşasına sebep olursunuz. Vesselam..