birsan alüminyum
Emrullah Akbulat
Köşe Yazarı
Emrullah Akbulat
 

Kocaeli'den Bursa Karacabey ve Bandırma Karaçalılık Köyü'ne Yolculuk

Sanayi şehri Kocaeliden hareketle istikametimiz Bandırma'nın Karaçalılık köyüne doğru yola çıkıyoruz. Dilovasından son yılların en muhteşem eserlerinden biri olan Osmangazi köprüsüne yöneliyoruz. Köerfezi dolaşmadan bir solukta Altınova'ya geçiyoruz. Köprü üzerinden körfeze bakışın insana verdiği hazda bir başka.           Köprü çıkışı paralı yoldan devam ediyoruz. Yemyeşil tabiatla çevrelenmiş köyleri hayranlıkla izleyerek yolumuza devam ediyoruz. Tünellerin mesafeleri kısalttığını ve doğayı tahrip etmeden ulaşıma katkıda bulunduğuna şahit oluyoruz.           Eski karayoluna nispeten çok daha kısa sürede Orhangazi ye varıyoruz. Üzülerek ifade edelim paralı yol kenarları işletmeler tarafından beton yapılarla kuşatma altında.  Başınızı İznik Gölüne doğru çevirdiğinizde ve Gemliğe  doğru gidildikçe betonlaşmanın tarım arazilerine doğru yöneldiğine şahit oluyor, üzülüyoruz.           Otomobilde dört kişiyiz. Tarım arazilerinin amacının dışında kullanılmasını hararetle tartışıyoruz. Ovaakçaya geldiğimizde artık bir köyde değil Bursanın anayol kenarına öbeklenmiş sanayi kuruluşlarını görmeye başlıyoruz. Cidden otomativ sektörünün yatırımlarını görmek gurur veriyor ama güzelim tarım arazilerini yok etmeye değer mi diye düşünmeden edemiyoruz.           Eski Bursa'ya yönelmeden Batı kısmından Karacabey ve Bandırma yoluna sapıyoruz. Mudanya yoluna dönmeden Şehir Hastanesinin muhteşem kompleksini görüyoruz. Tabi, senelerdir bu yolu kullandığımızdan arazinin eski yapısı hafızalarımızda. Malum, Bursanın meşhur şeftalileri, kayısı, erik, kiraz vb ları bu tarla ve bahçelerde yetiştirilirdi. Kestanesi şekeri ( tatlısı )  ise hala tartışılmaz lezzet. Üzülerek ifade edelim bağ bahçeler yok ( talan ) edilmiş; Üzerlerine devasa gökdelenler diyebileceğimiz apartmanlar - siteler inşaa edilmiş, edilmeye de devam ediliyor.           Karacabey malum. Ülkemizin en bereketli ovalarından. Kuru soğanı, kavun - karpuzu, domates biberi ve çalışkan insanlarıyla meşhurdur. Üzülerek ifade edelim, Karacabey ovasıda tehlike altında.           Bandırma yolu güzeldir. İlk defa gidenler için unutulmayacak manzaralar ihtiva eder. Özellikle Erdek yolcuları için Bandırma övgüye değer. Bandırma geniş düzlük ovalarıyla tarım kentiydi. Şimdi sanayileşme yolunda. Biraz çarpık kentleşme birazda engebeli arazi yapısı yeni semtler birbirinden kopuk görüntü sergiliyor. Liman ve Demiryolu da Bandırmaya hayat veriyor.           Bandırma'dan Susurluk istikametine yönlendiğinizde Karaçalılık köyüne 33 - 34 km mesafe kalmış demektir. Hemen sağınızda meşhur Kuşcenneti. Son yıllarda kuş çeşitliliğinin azaldığı ve bunun Manyas Gölü suyunun azalmasından kaynaklandığı konuşuluyor. habitat meselesi yani. Derken Yeni Sığırcı Köyü ve Okçugöl ü geçerek Aksakal beldesine varıyorsunuz. Tıpkı Bursa'da yaşanan tarım arazileri talanının Bandırma'da da yaşandığına şahit oluyoruz.           Aksakal tepesi diye isimlendirilen tepeyi geçtikten sonra ( Ki, 1964 depreminden sonra Karaçalılık köyünün buraya taşınması düşünülmüş ) Karaçalılık çatrığına, yol ayırımına geliyorsunuz.  Buradan yeni Manyas yoluna da çıkıldığını belirtelim.           Artık Karaçalılık köyüne 1 km mesafedesiniz. Küçük ama verimli ovası var. Köy tam ortasından geçen Şehit Ayhan Özay Caddesi kenarına kurulmuş. Hemen altına Karadere. İnsanları sevimli, neşeli, misafirperver. Tipik Çerkes köyü. Her evin önünde çiçeklere ayrılmış bölüm var. Ara sokaklarıda bakımlı. Tek şikayetleri büyük araçların köy ortasından geçerek yollarını tahrip etmesi ve gürültüye neden olması.           Hakikaten ülkemizin her tarafı Cennet gibi. Cennet vatanda yaşıyoruz yani. Layığıyle kıymetlendiriyormuyuz orası tartışılır. Seviyormuyuz. Kuşkusuz hepimiz seviyoruz. Sahip çıkmalıyız, duyarlı olmalıyız Vesselam..
Ekleme Tarihi: 23 June 2025 - Monday
Emrullah Akbulat

Kocaeli'den Bursa Karacabey ve Bandırma Karaçalılık Köyü'ne Yolculuk

Sanayi şehri Kocaeliden hareketle istikametimiz Bandırma'nın Karaçalılık köyüne doğru yola çıkıyoruz. Dilovasından son yılların en muhteşem eserlerinden biri olan Osmangazi köprüsüne yöneliyoruz. Köerfezi dolaşmadan bir solukta Altınova'ya geçiyoruz. Köprü üzerinden körfeze bakışın insana verdiği hazda bir başka.

          Köprü çıkışı paralı yoldan devam ediyoruz. Yemyeşil tabiatla çevrelenmiş köyleri hayranlıkla izleyerek yolumuza devam ediyoruz. Tünellerin mesafeleri kısalttığını ve doğayı tahrip etmeden ulaşıma katkıda bulunduğuna şahit oluyoruz.

          Eski karayoluna nispeten çok daha kısa sürede Orhangazi ye varıyoruz. Üzülerek ifade edelim paralı yol kenarları işletmeler tarafından beton yapılarla kuşatma altında.  Başınızı İznik Gölüne doğru çevirdiğinizde ve Gemliğe  doğru gidildikçe betonlaşmanın tarım arazilerine doğru yöneldiğine şahit oluyor, üzülüyoruz.

          Otomobilde dört kişiyiz. Tarım arazilerinin amacının dışında kullanılmasını hararetle tartışıyoruz. Ovaakçaya geldiğimizde artık bir köyde değil Bursanın anayol kenarına öbeklenmiş sanayi kuruluşlarını görmeye başlıyoruz. Cidden otomativ sektörünün yatırımlarını görmek gurur veriyor ama güzelim tarım arazilerini yok etmeye değer mi diye düşünmeden edemiyoruz.

          Eski Bursa'ya yönelmeden Batı kısmından Karacabey ve Bandırma yoluna sapıyoruz. Mudanya yoluna dönmeden Şehir Hastanesinin muhteşem kompleksini görüyoruz. Tabi, senelerdir bu yolu kullandığımızdan arazinin eski yapısı hafızalarımızda. Malum, Bursanın meşhur şeftalileri, kayısı, erik, kiraz vb ları bu tarla ve bahçelerde yetiştirilirdi. Kestanesi şekeri ( tatlısı )  ise hala tartışılmaz lezzet. Üzülerek ifade edelim bağ bahçeler yok ( talan ) edilmiş; Üzerlerine devasa gökdelenler diyebileceğimiz apartmanlar - siteler inşaa edilmiş, edilmeye de devam ediliyor.

          Karacabey malum. Ülkemizin en bereketli ovalarından. Kuru soğanı, kavun - karpuzu, domates biberi ve çalışkan insanlarıyla meşhurdur. Üzülerek ifade edelim, Karacabey ovasıda tehlike altında.

          Bandırma yolu güzeldir. İlk defa gidenler için unutulmayacak manzaralar ihtiva eder. Özellikle Erdek yolcuları için Bandırma övgüye değer. Bandırma geniş düzlük ovalarıyla tarım kentiydi. Şimdi sanayileşme yolunda. Biraz çarpık kentleşme birazda engebeli arazi yapısı yeni semtler birbirinden kopuk görüntü sergiliyor. Liman ve Demiryolu da Bandırmaya hayat veriyor.

          Bandırma'dan Susurluk istikametine yönlendiğinizde Karaçalılık köyüne 33 - 34 km mesafe kalmış demektir. Hemen sağınızda meşhur Kuşcenneti. Son yıllarda kuş çeşitliliğinin azaldığı ve bunun Manyas Gölü suyunun azalmasından kaynaklandığı konuşuluyor. habitat meselesi yani. Derken Yeni Sığırcı Köyü ve Okçugöl ü geçerek Aksakal beldesine varıyorsunuz. Tıpkı Bursa'da yaşanan tarım arazileri talanının Bandırma'da da yaşandığına şahit oluyoruz.

          Aksakal tepesi diye isimlendirilen tepeyi geçtikten sonra ( Ki, 1964 depreminden sonra Karaçalılık köyünün buraya taşınması düşünülmüş ) Karaçalılık çatrığına, yol ayırımına geliyorsunuz.  Buradan yeni Manyas yoluna da çıkıldığını belirtelim.

          Artık Karaçalılık köyüne 1 km mesafedesiniz. Küçük ama verimli ovası var. Köy tam ortasından geçen Şehit Ayhan Özay Caddesi kenarına kurulmuş. Hemen altına Karadere. İnsanları sevimli, neşeli, misafirperver. Tipik Çerkes köyü. Her evin önünde çiçeklere ayrılmış bölüm var. Ara sokaklarıda bakımlı. Tek şikayetleri büyük araçların köy ortasından geçerek yollarını tahrip etmesi ve gürültüye neden olması.

          Hakikaten ülkemizin her tarafı Cennet gibi. Cennet vatanda yaşıyoruz yani. Layığıyle kıymetlendiriyormuyuz orası tartışılır. Seviyormuyuz. Kuşkusuz hepimiz seviyoruz. Sahip çıkmalıyız, duyarlı olmalıyız Vesselam..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (4)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
SİMYACI
(23.06.2025 11:15 - #1098)
Öncelikle geziniz ve anekdot larınızı ilgi ile okudum. Ben 1963 Susurluk doğumluyum. İstanbul / Kartal'da büyüdüm. Susurluk'a Anne anneme giderken. Kartal vapur iskelesin de beklerdik. Hava bozuksa kusanlar içinde yolculuk yapardık. Daha sonra Yalova da, ya eski otobüs yada minibüs dolmuşla Bursa'ya giderdik. Yollar çukurlar ile doluydu hep lastik patlardı. Arabalar Yalova'dan çıkışta Bursa rampalarında, vb lerinde hararet yapar dı. Bozulur du yolcular inip iterler di. Resmen eziyetti, araba içinde yemek yolukları açılır dı. İçerisi koku dan mutfağa dönerdi Sigara dumanın dan içeri de durulamazdı. Kışın donar yazın pişer dik . 7 saat'lik yol 12 saat'i geçerdi Hatırlıyorum ilkin Tofaş fabrikası yoldan uzakta yola paralel inşa ediliyordu. Daha sonra Reno fabrikası vb bir çok fabrikanın yola paralel yakın çevrede inşa edildiğini kentleşmeyi tüm uzantıları ile her geçişimiz de izliyorduk. Artık yaşlılar ah, ah nerede o eski yeşil Bursa buralar hep Şeftali bahçesiy di, hadi klasik bir benzetme ile buralar hep dutluktu tabiri de benden olsun. Derler di. Almadan vermek olmuyor. Sanayileş me düz ayak yerleri seçer. Hep derler bu fabrikaları neden kıraç toprak yerlere yapmazlar? Eee fabrika da çalışacak işçiler sulak,bereketli tarım arazilerinde köy, kasaba, şehirlerde rençberlik, hayvancılık,çiftçiler vb geçimi olarak yerleşmiş. Hâliyle iş gücü içinde buralar da sanayii kurulmuş. Türkiye de planlı şehirleşme, büyüme mi var. Lasvegas gibi çöle şehir kursunlar? Yol Medeniyettir yol güzelgahları hızlı gelişir. Haklısınız keşke bereketli arazilere şehir, sanayii tesisleri vb leri yapılmasa ne iyi olur. Uygulama da böyle olmuyor mahallesef. Türkiye nin hala ekile bilir tarım alanı oranı kentleşme alanından çok daha fazladır. Bunu belirtecek olursam uzun detay bilgilere girmem gerekiyor. Altın, para, servet yenilip içilmez ama şu da bir gerçek. Gelişmiş, sanayileşmiş ülkerini, bırakın bir şirketinin, yıllık geliri bizim tüm ülke milli geliri
Emrullah Akbulat Organik beslenme açısından arazilerimizin korunması da önemli tabi. Teknolojik anlamda gelişmişseniz dediğiniz gibi tarım ürünlerine sahip olmak kolay. Gelecekte içme suyu gibi tarım arazileri dahada kıymetlenecek. Yorumunuz için teşekkür ederim. Allah'a emanetsiniz..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
A.Eser
(23.06.2025 13:10 - #1100)
Yarama dokundu üstad.Tarım arazilerinin katledilmesine çoook üzülüyorum..Hizmetler yollar tüneller vs gercekten mükemmel bir imar var..Çerkeslerin girdigi her yer her anlamda temizdir,çicektir zaten..Selamlar.
Emrullah Akbulat Yorumunuz için teşekkür ederim hocam. Allah'a emanetsiniz..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Erol kızık
(24.06.2025 10:29 - #1103)
Ve aleyküm selam hocam keşke bir tarafımızı yükseltirken diğer tarafımızı üzerine basarak yapmasak elbet daha güzel olacak bunu bu şekil başarabilen kaç ülke var bilmiyorum doğrusu... İFRAT ve TEFRİDİMİZ sadece dinde değil demek ki... Muhabbetle kalın
Emrullah Akbulat Galiba kendi başımıza bırakılmıyoruz hocam. Öyle olmasa büyük idealler kuşanıp nihayetinde iğdiş edilmiş neticeyle karşılaşmazdık. Gene de güzel bakan güzel insanlarımızın varlığı mavi bir ortam sunuyor diye düşünüyorum. Allah'a emanetsiniz hocam..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Berkuk Adige
(28.06.2025 13:10 - #1106)
Oralar güzel bir yerlerdi 1996 da çıktığım yıllardı kim bilir 30 senede neler değişmiştir. Samimiyetli yılların kaybolmuş olması, sonrasında samimiyetsiz değersiz kişilerin ortaya çıkması. Zaman aynı zaman, değişen insan ve değerleridir. Çıkar menfaat yıllarına döndü adeta. Allah CC sonumuz hayırlı huzurlu sağlıklı olur inşâallah.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.