Gülsan Metal
birsan alüminyum
Saliha Erdim
Köşe Yazarı
Saliha Erdim
 

İnsanın en önemli meşguliyeti kendisi olmalı

İnsanlar olarak kendimizi ilmek ilmek örmemiz, nakış nakış dokumamız ve kendi içimizde nefes alacak temiz bir anlayışla, düşündürecek temiz bilgilerle ve temiz anlayışlı insanlarla çevremizi donatmamız; var edilmiş olmamızın hakkını verebilmenin başlangıcıdır. İnsanın bedeni kendi evi gibidir. Bakımlı bir bahçeye girince içimiz açılır ve çıkmak istemeyiz. Bakımsız bir bahçenin de dikenlerle yaban otlarıyla kaplanmış olmasından dolayı içine girmekte zorlanırız. Bir pencerenin önünü süsleyen çiçekler, sadece o pencerenin önünden geçenleri değil, asıl o evde yaşayanları mest eder. Özenle kurulmuş bir sofra daha görünüşüyle buyur ederken, özensiz ve bakımsız bir sofra ise, o sofrada bal bile olsa yeme isteği oluşturmaz. Bedenimizi de bir eve benzetecek olursak, biz de konuşmamız, davranışlarımız ve görünüşümüzle; bizi görenlere beden evimiz hakkındaki ilk bilgileri vermiş oluruz. İçtiğimiz suyun kaynağı temizse bizi besler, kirliyse hasta eder Sorumlu olduğumuz ilk kişi kendimiziz. Duruşumuz, iç yapılanmamıza bağlıdır. İçimizde iyi malzemeler varsa duruşumuz sağlam, kötü ve yanlış malzemeler varsa duruşumuz bozuktur. Doğru olmak, doğru durmakla mümkündür. Doğru durmak ise, doğru malzeme ve aynı zamanda güzel duygular ile mümkündür. Var olan ve inanca dönüşmüş telkin, görgü, tecrübe ve okumalarla düşünür ve hareket ederiz. Bu inançlarımız eşliğinde değer verir veya vermeyiz. İlgilenir veya uzak dururuz. Ne yapacağımızın ilk bilgi kaynağı olan ailemizden ayrışmaya başladıkça, kendimize ait kanaatlerimiz ortaya çıkar. Bilgi kaynaklarımız ve çevremiz değişmeye ve çeşitlenmeye başlar. Ailemizin yaşama biçimi, öne çıkan anlayışları ve alışkanlıkları; eğer ailemizle aramız iyi ise, bizi de kuşatır. İyi değilse, tam tersi istikamete bizi savurabilir. Bilgi kaynaklarımız ne ise biz o oluruz. Duygularımız da davranma biçimimize göre değişir. Doğru davranış huzur, yanlış davranış huzursuzluk getirir. Nasıl ki beslendiğimiz su ve gıda kaynaklarını temizlemek, hastalıktan kurtulmak ve iyi olmaya doğru adım atmak için ilk yapılacak şeydir. Aynen bunun gibi hayatımızın da doğru ilerlemesi için, helâl rızık başta olmak üzere, gördüğümüz, dinlediğimiz, muhabbet ettiğimiz kimselerin ve okuduğumuz kitapların seçimi elzemdir. Bu, zihnimize ve gönlümüze aldıklarımızın ayıklanmasıdır. Temizlendikçe iyileşir ve makam sahibi oluruz Zarar kaynaklarından uzaklaştıkça dengeye kavuşuruz. Bakışımız ve duruşumuz değişir. Daha insanca yaşamanın altyapısı tamamlandıkça, biz de insani hayat mertebelerinde ilerlemeye başlarız. İşte o zaman, bulunduğumuz yerler çiçek bahçesine döner ve insanın iyi yönlerini açığa çıkaran yaklaşımlar bizde belirir. Böyle olmadığında ise, hep başkalarına bakar, onların kusurlarını görür kendimizde görmemiz gerekenleri kaçırırız. Bu da bizdeki hataların artması ve verdiğimiz zararın hem bizde hem de karşımızdakinde derinleşmesi anlamına gelir. Elimiz kirli ise her dokunduğumuzu kirletiriz Elimiz kirli ise, dokunduğumuz her şeyi kirletiriz, bu yüzden önce elimizi temizlememiz lâzım. Görme kusurumuz varsa her baktığımızı kusurlu görürüz, önce bizim kendi kusurumuzu gidermemiz lâzım. Önce kendimizi temizlememiz, doğru gıdalarla beslememiz ve insana dair algımızı düzeltmemiz lâzım ki beden evimizi mamur edebilelim.   
Ekleme Tarihi: 31 Temmuz 2023 - Pazartesi
Saliha Erdim

İnsanın en önemli meşguliyeti kendisi olmalı

İnsanlar olarak kendimizi ilmek ilmek örmemiz, nakış nakış dokumamız ve kendi içimizde nefes alacak temiz bir anlayışla, düşündürecek temiz bilgilerle ve temiz anlayışlı insanlarla çevremizi donatmamız; var edilmiş olmamızın hakkını verebilmenin başlangıcıdır. İnsanın bedeni kendi evi gibidir. Bakımlı bir bahçeye girince içimiz açılır ve çıkmak istemeyiz. Bakımsız bir bahçenin de dikenlerle yaban otlarıyla kaplanmış olmasından dolayı içine girmekte zorlanırız. Bir pencerenin önünü süsleyen çiçekler, sadece o pencerenin önünden geçenleri değil, asıl o evde yaşayanları mest eder. Özenle kurulmuş bir sofra daha görünüşüyle buyur ederken, özensiz ve bakımsız bir sofra ise, o sofrada bal bile olsa yeme isteği oluşturmaz. Bedenimizi de bir eve benzetecek olursak, biz de konuşmamız, davranışlarımız ve görünüşümüzle; bizi görenlere beden evimiz hakkındaki ilk bilgileri vermiş oluruz.

İçtiğimiz suyun kaynağı temizse bizi besler, kirliyse hasta eder

Sorumlu olduğumuz ilk kişi kendimiziz. Duruşumuz, iç yapılanmamıza bağlıdır. İçimizde iyi malzemeler varsa duruşumuz sağlam, kötü ve yanlış malzemeler varsa duruşumuz bozuktur. Doğru olmak, doğru durmakla mümkündür. Doğru durmak ise, doğru malzeme ve aynı zamanda güzel duygular ile mümkündür. Var olan ve inanca dönüşmüş telkin, görgü, tecrübe ve okumalarla düşünür ve hareket ederiz. Bu inançlarımız eşliğinde değer verir veya vermeyiz. İlgilenir veya uzak dururuz. Ne yapacağımızın ilk bilgi kaynağı olan ailemizden ayrışmaya başladıkça, kendimize ait kanaatlerimiz ortaya çıkar. Bilgi kaynaklarımız ve çevremiz değişmeye ve çeşitlenmeye başlar. Ailemizin yaşama biçimi, öne çıkan anlayışları ve alışkanlıkları; eğer ailemizle aramız iyi ise, bizi de kuşatır. İyi değilse, tam tersi istikamete bizi savurabilir. Bilgi kaynaklarımız ne ise biz o oluruz. Duygularımız da davranma biçimimize göre değişir. Doğru davranış huzur, yanlış davranış huzursuzluk getirir. Nasıl ki beslendiğimiz su ve gıda kaynaklarını temizlemek, hastalıktan kurtulmak ve iyi olmaya doğru adım atmak için ilk yapılacak şeydir. Aynen bunun gibi hayatımızın da doğru ilerlemesi için, helâl rızık başta olmak üzere, gördüğümüz, dinlediğimiz, muhabbet ettiğimiz kimselerin ve okuduğumuz kitapların seçimi elzemdir. Bu, zihnimize ve gönlümüze aldıklarımızın ayıklanmasıdır.

Temizlendikçe iyileşir ve makam sahibi oluruz

Zarar kaynaklarından uzaklaştıkça dengeye kavuşuruz. Bakışımız ve duruşumuz değişir. Daha insanca yaşamanın altyapısı tamamlandıkça, biz de insani hayat mertebelerinde ilerlemeye başlarız. İşte o zaman, bulunduğumuz yerler çiçek bahçesine döner ve insanın iyi yönlerini açığa çıkaran yaklaşımlar bizde belirir. Böyle olmadığında ise, hep başkalarına bakar, onların kusurlarını görür kendimizde görmemiz gerekenleri kaçırırız. Bu da bizdeki hataların artması ve verdiğimiz zararın hem bizde hem de karşımızdakinde derinleşmesi anlamına gelir.

Elimiz kirli ise her dokunduğumuzu kirletiriz

Elimiz kirli ise, dokunduğumuz her şeyi kirletiriz, bu yüzden önce elimizi temizlememiz lâzım. Görme kusurumuz varsa her baktığımızı kusurlu görürüz, önce bizim kendi kusurumuzu gidermemiz lâzım. Önce kendimizi temizlememiz, doğru gıdalarla beslememiz ve insana dair algımızı düzeltmemiz lâzım ki beden evimizi mamur edebilelim.   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.