Zbigniew Brzezinski, Yahudiler için çok önemli birisidir. Rockefeller ailesinin damadıdır.
Ünlü makaleleri vardır. Vefat eden Polonya asıllı siyonist yılda bir veya iki makale kaleme alırdı.
Kendisi Siyonist zihniyet için adeta bir fabrikadır.
Yazmış olduğu makaleler dünya çapında değerlendirilir.
Aynı zamanda makalelere ne bir şey ilave edilebilir, ne de bir bölümü çıkartılabilir, ne yazdıysa aynen kabul edilir ve uygulanır.
Bir makalesinde başlığımızı konu almıştır.
Hz Muhammed (sav) ahir zaman peygamberidir. Ancak Brezezinski’ye göre beklenen peygamber İsrailoğulları’ndan olmalıydı. Hatta Mekkeli müşrikler Yahudiler ile alay ettiklerinde “ahir zaman peygamberi gelsin bu alaylarınızı o zaman görürsünüz” diye tehdit ederlerdi. Fakat beklenen peygamber İsrailoğulları’ndan değil de İsmail (as) soyu olan Haşimoğullarından gelince bütün bildikleri işaretler hak peygamber olduğunu doğruladığı halde, hemen reddetmişlerdir. Hz Muhammed (sav) Hayber kalesini fethedince Yahudiler Arap Yarımadası’nda barınamaz hale gelmişlerdi.
Hâlbuki hep Müslümanları haince vurduklardı, yapılan anlaşmalara uymadıkları için, Allah resulü (sav) in ve Müslümanların kendilerine müdahale etmelerine neden olmuşlardı. Bu ve benzeri olaylardan dolayı Yahudiler, Hz Muhammed (sav) i en büyük düşmanı olarak bildirirler.
Okullarında çocuklarına “ah Hayber vah Hayber senin öcün alınmalı,Muhammed in cesedi yakılmadıkça bu acı dinmez Hayber “diye nesil yetiştirilir.(Bunun için de Yavuz Sultan zamanında girişimleri olmuştur.) Yahudi çocuk büyür asker olur hedef tahtasına nişan alırken “Muhammed’e ateş” derler…
Bu ne kin ya Rab.
Brezezinski ye göre diğer bir düşman, Kudüs’ün fatihlerinden Selahaddin Eyyubi’dir. Müslümanlar dağılmış hep ezilen durumuna gelmişken (günümüzdeki gibi) İslam ümmetinin 30 civarında Müslüman topluluğu bir araya getirerek, mübarek kılınan Kudüs ve çevresine huzur ve barış getiren ilk İslam Birliğini kuran organize İslam ordusunu oluşturan ilk İslam Dinarı‘nı basan, büyük âlim ve komutan Selahaddin Eyyubi’ye Yahudi düşmanlığı had safhadadır. Aradan 800 yıl geçmesine rağmen bir Haçlı komutanı işgal ettikleri Kudüs’te Selahaddin Eyyubi’nin kabrine gelip mezarının başında büyük İslam âlimi ve komutanına “sen dedelerimizi yendin, ben de torunlarını, kalk ta savaşalım” der ve idrarını yapar kabrine…
Bu ne kin ya Rab…
Bir diğer düşman olarak ta batının Kızıl Sultan dediği, Cennet Mekan Sultan 2.Abdülhamit Han’dır. Osmanlının en zor döneminde padişah olan Sultan, bir konu hakkında açıklama yapınca bütün dünya onun açıklamasına göre hareket ederdi.hatta Alman kralı “Allah dünya liderlerinden akıl oranının %90 nını Abdülhamit e % 5 ini kendine diğer % 5 ide bütün liderlere vermiştir” demiş. Yani kendisinin de akıl seviyesi olarak nerede gördüğünü ifade etmiştir.
Duymuşsunuzdur, Theodor Herzl, Sultan Abdülhamit’e gelir, kendilerinden toprak ister “bu topraklar kanla alındı kanla verilir” Sultan’dan karalı bir duruşu görünce ağlayarak yazdığı günlüğüne damlayan gözyaşı hala Almanya’da bir müzede sergilenmektedir. Abdülhamit ile görüşünceye kadar inancı çok sağlam olan Herzl, daha sonra İsviçre’nin Basel kentinde Belediye Salonunda yapılan Yahudi kongresinde 1897’de Abdülhamit han varken bu işin imkansız olduğu raporunu verir.Bir takım Yahudiler ise ”Abdülhamit’i tahttan indiririz, fark etmez yerine gelen yine bizi engeller, Osmanlıyı ortadan kaldırırız, biz İsrail devletini kursakta etrafımız Müslümanlarla çevrili bizi Akdeniz e döküverirler,biz de islamı değiştiririz” diyalogu yaşanır.Neticede görev Emanuel Karasu (Emin karasu)’ya verilir.
Yahudi Karasu, Sultandan yediği şamarı “bir gün senin koltuğunda benim torunum oturacak ve senin torunlarında onu kırmızı şarap içerken alkışlayacaklar” der ..Bakınız(Yahudi’nin tahta kılıcı) kitabında resim mevcut.
1897 yılında üç aşamalı bir plan devreye alınır. 100 yıllık bu plan önce Abdülhamit tahttan indirilecek, elli yıl sonra israil devleti kurulacak, diğer elli yıl içerisinde ise islam yok edilecek.
Sultan Abdülhamit yapılan plana bütün gücü ile engel olmuştur. Filistin topraklarını kendi parasıyla satıl alıp vakıf arazisi yapmıştır. Siyonist zihniyet, bundan dolayı kendisini diğer bir en büyük düşman olarak görürler…
4. büyük düşman olarak ise, yapmış oldukları bu 100 yıllık planı deşifre eden, masonik gül ve haç ittifakını gün yüzüne çıkaran, Siyonist zihniyetin 100 yıl içinde islamı yok edecekleri planın kararını aldıkları İsviçre’nin Basel kentinin Belediye Salonunda 1997 de tam 100. yılında Avrupa Müslümanları toplantısını gerçekleştiren Milli Görüş lideri 54. Hükümetin başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dır. Salonda Herzl’e seslenerek islamı yok etmek isteyenlere hak ettikleri cevabı vermişti. Çünkü tam 100. Yılda Erbakan başbakandı. El Halil kentine Barış gücü askeri olarak Türk askerini yerleştirdi ve katil İsrail Filistin’de bir tek plastik kurşun bile sıkamamıştı. Bu 11 aylık Milli Görüş iktidarında. Aynı zamanda 1 ay içerisinde D-8’i yani gerçek İslam Birliği‘nin temelini atarak yaptığı açılım ile 2. Aşamada D-60 ve D-160’la Yeni Bir Dünya diyerek Siyonist sistemi yerle bir edeceğinin sinyallerini vermişti.
Peki, Erbakan Hoca tek başına ve yirmi yıl da değil, on yıl iktidarda kalsaydı nasıl bir dünya da yaşardık.
Siyonistler 100. Yılda durum böyle olunca bu planlarını bir müddet daha tarih belirtmeden ertelediler. Efendim ne zamana mı ertelediler, bir başka sefer de bunu konu ederiz inşaAllah…
Tüm bu bahsi geçen siyonizmin dört büyük düşmanını ben deniz değil Zbigniew Brzezinski makalesinde kaleme almıştı.
Biz de sizlere aktardık!…
Anladığım odur ki siyonist zihniyet müslümanların ümmet bilinciyle yaşamasını hareket etmesini istemiyor.
Demek ki siyonistlerin isteklerinin tam zıddını yapmalıyız.