Memleketini, Milletini, devletini seven herkes; Devletinin güçlü olmasını ister. Haliyle her anlamda güçlü olsun ister. Son yıllarda yeniden tezahür eden enflasyon canavarı özellikle alt gelir grubunu - sabit gelirlileri fena halde zorluyor. Sakın Ak Parti düşmanlarının ifadeleri diye bu gerçeğe gözlerinizi kapamayın. Yaşanılan hakikat budur.           1999 - 2002 yıllarında dönemin  hükümeti ekonomi kontrolünü elinden kaçırmış; Enflasyon rakamları hesaplanamaz hal almıştı. Ülkede işsizlik  doruğa  çıkarken, üretim durma ( dip ) noktasına gelmişti. Adeta ülke yoklar ülkesine dönmüş, devlet; Memur - işçi maaşlarını İMF den aldığı borçlarla ödeyebilir durumuna düşmüştü.           Neyseki hükümet değişti ve 2002 den itibaren   2017   - 18 lere kadar gelişen, büyüyen, refah düzeyini arttıran iktidar halkın yüzünü güldürmüştü.  Üzülerek ifade edelim, özellikle 5 - 6 senedir tekrar eskiye dönüşü çağrıştıran ekonomik kriz var ülkede. Enflasyon yükseliyor. Alım gücü düşüyor. Yani, refah düzeyi düşüyor.           Bu olumsuz gidişatı ekonomiden mesul olanlar düzeltmekle yükümlü. Nedense ekonomi idaresiyle görevlendirilenler değişiyor ama menfi gidişat değişmiyor. Çünkü; Ekonomi adına mesuliyet verilenler rant - faiz ekonomisi uyguluyorlar.  Rant ekonomisinden vazgeçilmedikçe vahamet dahada artacaktır. Her şeye rağmen vatandaş vefalı. Kahır ekseriyetle memleketini - devletini seviyor. Her şeyin rayına oturacağı anları sabırla bekliyor.           Tabi, vatandaş serzeniştede bulunuyor. '' Niye piyasaya müdahale edilmiyor. Böyle serbest piyasa mı olur. Spekülatörler rakamlarla istedikleri gibi oynuyorlar. Tedbir, ceza layığıyle işlemiyor. Bir kere cezalar caydırıcı nitelikte değil. '' şeklinde ifadeler, herkesten duyulabilen konuşmalardan olmuş.            Öyle ya hiç olmazsa alt gelir grubunu rahatlatacak: Ekmek - sebze - meyve fiyatlarının yükselişi  engellensin. Çiftçi sübvanse edilip takip edilmeli. Piyasada haksız rakam oyunlarına tevessül edenler ciddi cezalara çarptırılmalı. En basit damacana ve pet şişerde satılan su fiyatları el ve cebi yakmaya başladı. 20 lt lik damacana 100 Tl bandında. 5 Lt lik pet şişe suları 25 - 30 Tl sınırına dayandı. Görmüyormusunuz suyun suyu çıktı. Neredeyse petrol fiyatlarıyla yarışır hale geldi. '' DURUN '' denmeyecek mi ?! Özellikle içme suyu sektörünün yabancı sermayenin tekeline  geçtiği avam tarafından konuşulmaya başlandı.              Tüketici rakamları o kadar yükseldi ki; Açlık ve yoksulluk sınırı rakamları, asgari ücret rakamları trajı komik seviyede kaldı. Birde açıklanan enflasyon rakamları var. İnandırıcı olmayan rakamlar nasıl belirleniyor. Vatandaş bununda cevabını bulamıyor. Bu ülke bizim. Suriyeden, Bulgaristandan, ordan burdan kardeşlerimiz mağdur olduklarında Türkiyemize sığınıyorlar. Osmanlıdan beri bu böyledir.             Doğrusu Devletimizin bu şefkat görüntüsünün ebedi olması taraftarıyız. Bu yüzden olumsuz gelişmeler bizleri üzüyor. İlgililer, yetkililer başarılı olsunlar, muvaffak olsunlar istiyoruz. Yoksa, tipik CHP li mantığıyla her şeye olumsuz bakıp kara tablo çizmiyoruz. Her an eksilmeyen duamızda vardır. Ne de olsa Milli Görüş sahibiyiz Vesselam..