birsan alüminyum
Ahmet Abzahoğlu
Köşe Yazarı
Ahmet Abzahoğlu
 

Yozlaşma, çürüme tüm kesimlere sıçramış. Kabahati iletişim teknolojisine yükleyerek sıyrılamazsınız..

Yozlaşma, çürüme nerede yok. Birey, toplum olarak dökülüyoruz. Saygı kalmadı, uatanma duygusu aramayın. Ne küçük küçüklüğünü biliyor, ne büyük yaşının idrakinde. Lafa gelince bizim gibisi yok ama boy aynasının karşısına geçip; Maddi - manevi ne durumdayız deyip vicdani muhasebe yapmayı unuttuk.          Komşuluk ilişkilerimiz bitti. Ya akrabalık bağları halâ sağlam diyebiliyormuyuz. Bugün en yakın akrabamızla bağlarımızı koparırken, yarın kendi çocuklarımızın benzer durumu daha uç noktalara taşıyacağını düşünebiliyormuyuz.           Edep kalmadı. Gençler, kadınlar, delikanlılar özgürlüğü öyle bir mecraya çektiler ki; İpini koparmayı modernleşme - çağdaşlaşma zannediyorlar. Dindarımız da dinsizimizde birbirinden farklı değil. Emin olun farklı olan sadece söylemler. Çözülme o kadar hat safhada.           Adap kalmadı. Aile içinde bile hiyerarşi bozuldu. Karı - koca durmaları gereken yerlerini unuttu. Çocuklar hiyerarşiyi bozuyor diye düşünecek halleri yok. Büyüklerin yanında nasıl durulur, nasıl konuşulur unuttuk.           Ne şehirleşmeyi becerebildik, ne eğitim - öğretimi başarabildik. 100 yılda geldiğimiz hazin nokta budur. İlimde, teknoloji de, icadlarda, edebiyatta, şiirde, sanatta, musıkide, mimaride vs taklitten öteye gidebiliyormuyuz.?! Bir kaç istisna ile teselli buluyoruz. Öğretmen, akademisyen, alim vb saygı görmüyor. Talebe ( öğrenci ) eğitimci arasında bağ koptu kopacak.          Okuma yazmayı veya ne bileyim okullaşmayı kültür düzeyinin yükselmesi zannedik. Kendi kültürümüze, maddi - manevi değerlerimize sahip çıkmayı gericilik olarak kabul ettirdiler. Avrupalı ( Batılı ) olamadık. Ne acıdır ki kendimiz olarakta kalamadık.          Yozlaşma, çürüme hayatımızın her safhasına her anına hükmediyor. Çalışma hayatı ortada. Kimileri kârının, kazancının doruğundayken, asgari ücretle yahut düşük ücretle çalışmaya mecbur kalabalıklar var. Darbecilerin  İmam Hatipleri bitirebilmek adına dayattıkları 4 +  4 + 4 eğitim sistemi sadece İmam Hatipleri değil, tüm eğitim sistemini dumura uğrattı. Oniki ( 12 ) senelik eğitimin sonunda işsiz - mesleksiz - çalışmayı sevmeyen ( tembel ) bir nesil çıktı ortaya. İlgililerinde gelişmeleri çaresizlikle izlediklerine şahit oluyoruz.           Mafyalaşmanın girmediği alan kalmamış gibi. Kanunlar yetersiz. Suçlular hakettikleri cezayı bulmuyor. Suçlu bulunup cezaevlerine girenler; Devlete yük oluyor diye affediliyor, sokaklara salınıyorlar. Mağdur olanların, çocuğu, eşi, kızı vb öldürenlerin rızalığı alınmıyor. Devlet ancak devlete karşı suç işleyenleri affedebilir.           Çürümüşlük virüs gibi; Spordan siyasete, sanattan eğlenceye vb her yere sıçramış.  Şikayetçi olmayan kimse yok. Herkes kabul ediyor '' yozlaşma var '' diyor. Fakat, kimse nasıl düzelirize yönelmiyor. Nefsani arzular peşinde koşulmaya devam ediyor. Nereye kadar.?! Gene de olumlu düşünelim; Allah(cc) sonumuzu hayreylesin diyelim ve noktalayalım, Vesselam..
Ekleme Tarihi: 06 Ekim 2025 -Pazartesi
Ahmet Abzahoğlu

Yozlaşma, çürüme tüm kesimlere sıçramış. Kabahati iletişim teknolojisine yükleyerek sıyrılamazsınız..

Yozlaşma, çürüme nerede yok. Birey, toplum olarak dökülüyoruz. Saygı kalmadı, uatanma duygusu aramayın. Ne küçük küçüklüğünü biliyor, ne büyük yaşının idrakinde. Lafa gelince bizim gibisi yok ama boy aynasının karşısına geçip; Maddi - manevi ne durumdayız deyip vicdani muhasebe yapmayı unuttuk.

         Komşuluk ilişkilerimiz bitti. Ya akrabalık bağları halâ sağlam diyebiliyormuyuz. Bugün en yakın akrabamızla bağlarımızı koparırken, yarın kendi çocuklarımızın benzer durumu daha uç noktalara taşıyacağını düşünebiliyormuyuz.

          Edep kalmadı. Gençler, kadınlar, delikanlılar özgürlüğü öyle bir mecraya çektiler ki; İpini koparmayı modernleşme - çağdaşlaşma zannediyorlar. Dindarımız da dinsizimizde birbirinden farklı değil. Emin olun farklı olan sadece söylemler. Çözülme o kadar hat safhada.

          Adap kalmadı. Aile içinde bile hiyerarşi bozuldu. Karı - koca durmaları gereken yerlerini unuttu. Çocuklar hiyerarşiyi bozuyor diye düşünecek halleri yok. Büyüklerin yanında nasıl durulur, nasıl konuşulur unuttuk.

          Ne şehirleşmeyi becerebildik, ne eğitim - öğretimi başarabildik. 100 yılda geldiğimiz hazin nokta budur. İlimde, teknoloji de, icadlarda, edebiyatta, şiirde, sanatta, musıkide, mimaride vs taklitten öteye gidebiliyormuyuz.?! Bir kaç istisna ile teselli buluyoruz. Öğretmen, akademisyen, alim vb saygı görmüyor. Talebe ( öğrenci ) eğitimci arasında bağ koptu kopacak.

         Okuma yazmayı veya ne bileyim okullaşmayı kültür düzeyinin yükselmesi zannedik. Kendi kültürümüze, maddi - manevi değerlerimize sahip çıkmayı gericilik olarak kabul ettirdiler. Avrupalı ( Batılı ) olamadık. Ne acıdır ki kendimiz olarakta kalamadık.

         Yozlaşma, çürüme hayatımızın her safhasına her anına hükmediyor. Çalışma hayatı ortada. Kimileri kârının, kazancının doruğundayken, asgari ücretle yahut düşük ücretle çalışmaya mecbur kalabalıklar var. Darbecilerin  İmam Hatipleri bitirebilmek adına dayattıkları 4 +  4 + 4 eğitim sistemi sadece İmam Hatipleri değil, tüm eğitim sistemini dumura uğrattı. Oniki ( 12 ) senelik eğitimin sonunda işsiz - mesleksiz - çalışmayı sevmeyen ( tembel ) bir nesil çıktı ortaya. İlgililerinde gelişmeleri çaresizlikle izlediklerine şahit oluyoruz.

          Mafyalaşmanın girmediği alan kalmamış gibi. Kanunlar yetersiz. Suçlular hakettikleri cezayı bulmuyor. Suçlu bulunup cezaevlerine girenler; Devlete yük oluyor diye affediliyor, sokaklara salınıyorlar. Mağdur olanların, çocuğu, eşi, kızı vb öldürenlerin rızalığı alınmıyor. Devlet ancak devlete karşı suç işleyenleri affedebilir.

          Çürümüşlük virüs gibi; Spordan siyasete, sanattan eğlenceye vb her yere sıçramış.  Şikayetçi olmayan kimse yok. Herkes kabul ediyor '' yozlaşma var '' diyor. Fakat, kimse nasıl düzelirize yönelmiyor. Nefsani arzular peşinde koşulmaya devam ediyor. Nereye kadar.?! Gene de olumlu düşünelim; Allah(cc) sonumuzu hayreylesin diyelim ve noktalayalım, Vesselam..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.