Sen daha dünyaya gelmeden heyecanlandım.
Dünyaya geldikten sonra,
“Baba” diyemeden önce
Baba olmanın güzel duygularını yaşadım.
İlk kelimeleri hecelemeye başladığında,
İlk adımı attığında sevinen,
Düştüğünde yanında olan,
Elinden tutup kaldıran,
Acıyan yerini öpüp okşayan,
Acını hafifleten,
“Canım babam, aslan babam.” diyerek
Kucağına atlayıp, boynuna sarıldığın
Kahramanındım.
Sen okula başladığında
Çantanı değil; yükünü taşıyan,
Omuzlarımda büyüyen,
Kimi zaman cebimdeki son kuruşla,
Kimi zaman dualarımla,
Uykusuz geçen gecelerimle...
Her zaman, her an aklımda
Yanında olan babandım.
Yıllar geçti, sen büyüdün.
Çıraklık, ustalık, tahsil derken
İş hayatına atıldın.
Kendi ayaklarının üstünde durmaya başladığında
Artık senin gözünde
Her şeye karışan, çok konuşan biri oldum.
Her cümlemde “Baba ya...” ile başlayan bir tahammülsüzlük,
Her tavsiyemde
“Yine başladı.” dercesine
Yüzünde oluşan hoşnutsuz ifadelerden
İncindim.
Sana söylemesem de
Yüreğime hüzün değdi, üzüldüm.
Bu yüzden hep geri durmayı yeğledim.
Çoğu kez kendi kendime konuştum.
Ama sen ya duymadın
Ya da duymazdan geldin.
İşte bu yüzden
İçimde biraz sessizlik,
Biraz burukluk oluştu.
Yine de bazen açıktan, bazen gizliden
Yanında olmaya devam ettim.
Ben babayım...
Ve evlat,
Vakit dolup o gün geldiğinde
Hayatından tamamen çıkıp gideceğim.
Boş kalan yerim, yüzü solan
Fotoğraflarım
Evinde bir kenarda kalacak.
Zamanla belki değerimi anlayacak,
“Ah be baba...” diyerek
İç çekerek yâd edeceksin.
Ama bil ki
Susturulduğumda bile
Hep seninleydim,
Dualarımdaydın.
Çünkü ben babaydım.
Nihat Kurnaz .
