birsan alüminyum
Murat Marap
Köşe Yazarı
Murat Marap
 

UNUTULAN COĞRAFYA... DOĞU TÜRKİSTAN

Dünya tarihinde Müslümanların bu kadar çaresiz olduğu bir dönem daha yaşanmamıştır. Yanıbaşımızda Filistin kan ağlaken dünya Müslümanlarının sustuğu gibi kilometrelerce uzakta olan Çin zulmü altında olan Doğu Türkistan'a sessiz kalıyorlar. Sahi, biz benliğimizi, şuurumuzu ne zaman kaybettik? Daha dün "Türkler geliyor" sözünü duyan dünyanın ayakları korkudan titrerken bugün ise bizler sustuk, görmezden geldik. Birleşmiş Milletler kör, İslam dünyası sağır, Batı iki yüzlü. Her biri ticari çıkarlarını insanlığın onurundan önde tutuyor. Kanayan yaramız bir yanımız Filistin bir yanımız Doğu Türkistan. Bir zulmü, bir soykırımı göz ardı mı ettik. Unutulan bir coğrafya, susturulan bir çığlık, görmezden gelinen bir zulüm. Bir zamanlar “Gazze, Arakan, Doğu Türkistan” diye meydanlarda haykıran diller, bugün susmuş durumda. Çünkü gündemler değişti, ekranlar başka acıları gösteriyor. Fakat zulüm bitmedi. Çin'in herkesin gözünü kapattığı, kulaklarını tıkadığı yerde zulüm yaptığı coğrafyanın adıdır Doğu Türkistan. Uygur Türkleri'ne yapılan zulümlerin yanı sıra camiler yıkılıyor, Kur’an yasaklanıyor, imamlar tutuklanıyor, aileler parçalanıyor. Milyonlarca Uygur Türkü, “eğitim kampı” adı verilen modern toplama kamplarında inançlarından, kimliklerinden, dillerinden koparılıyor. Doğu Türkistan, asırlardır Türk-İslam medeniyetinin doğu kapısıydı. Bugün ise bu kadim topraklar, insanlığın vicdanını test eden bir kanayan yara hâline geldi. Çocuklar Çin okullarında kimliksizleştiriliyor; kadınlar zorla kısırlaştırılıyor; erkekler “yeniden eğitilmek” için kamplara gönderiliyor. Ne yazık ki dünyada bu soykırıma sessiz ve çaresiz kalıyor. Belki dünya bilerek sesini çıkarmıyor, gözlerini kapattık, kulaklarını tıkıyor. Peki ama adına Türk dediğimiz, İslam dediğimiz ülke yöneticileri neden suspus oluyor? Doğru ya Gazze'de ki katliama ses çıkarmayanlar bugün Doğu Türkistan'a neden ses çıkarsın ki? Doğu Türkistan meselesi sadece bir insan hakları sorunu değil, aynı zamanda bir ümmet davasıdır. Doğu Türkistan'da sadece bir halk değil, bir inanç, bir kültür, bir kimlik yok edilmek isteniyor. Uygur Türkleri, Çin’in baskıcı politikaları altında sistematik bir asimilasyona uğruyor. O topraklar, bin yıllık Türk tarihinin, İslam medeniyetinin ve direniş ruhunun beşiğidir. Kaşgarlı Mahmud’un, Yusuf Has Hacib’in, Ahmed Yesevî’nin izleri o topraklarda atılmıştır. Doğu Türkistan’ı unutan bir millet, kendi tarihini, kimliğini, kardeşliğini unutur. Biz unutursak, zalim kazanır. Doğu Türkistan'ı her fırsatta hatırlatmalı, konuşmalı, yazmalı, dua etmeli, sesimizi yükseltmeliyiz. Çünkü Doğu Türkistan bizim vicdan sınavımızdır.  
Ekleme Tarihi: 31 Ekim 2025 -Cuma
Murat Marap

UNUTULAN COĞRAFYA... DOĞU TÜRKİSTAN

Dünya tarihinde Müslümanların bu kadar çaresiz olduğu bir dönem daha yaşanmamıştır. Yanıbaşımızda Filistin kan ağlaken dünya Müslümanlarının sustuğu gibi kilometrelerce uzakta olan Çin zulmü altında olan Doğu Türkistan'a sessiz kalıyorlar.

Sahi, biz benliğimizi, şuurumuzu ne zaman kaybettik? Daha dün "Türkler geliyor" sözünü duyan dünyanın ayakları korkudan titrerken bugün ise bizler sustuk, görmezden geldik. Birleşmiş Milletler kör, İslam dünyası sağır, Batı iki yüzlü. Her biri ticari çıkarlarını insanlığın onurundan önde tutuyor.

Kanayan yaramız bir yanımız Filistin bir yanımız Doğu Türkistan. Bir zulmü, bir soykırımı göz ardı mı ettik. Unutulan bir coğrafya, susturulan bir çığlık, görmezden gelinen bir zulüm. Bir zamanlar “Gazze, Arakan, Doğu Türkistan” diye meydanlarda haykıran diller, bugün susmuş durumda. Çünkü gündemler değişti, ekranlar başka acıları gösteriyor. Fakat zulüm bitmedi.


Çin'in herkesin gözünü kapattığı, kulaklarını tıkadığı yerde zulüm yaptığı coğrafyanın adıdır Doğu Türkistan. Uygur Türkleri'ne yapılan zulümlerin yanı sıra camiler yıkılıyor, Kur’an yasaklanıyor, imamlar tutuklanıyor, aileler parçalanıyor. Milyonlarca Uygur Türkü, “eğitim kampı” adı verilen modern toplama kamplarında inançlarından, kimliklerinden, dillerinden koparılıyor.

Doğu Türkistan, asırlardır Türk-İslam medeniyetinin doğu kapısıydı. Bugün ise bu kadim topraklar, insanlığın vicdanını test eden bir kanayan yara hâline geldi. Çocuklar Çin okullarında kimliksizleştiriliyor; kadınlar zorla kısırlaştırılıyor; erkekler “yeniden eğitilmek” için kamplara gönderiliyor. Ne yazık ki dünyada bu soykırıma sessiz ve çaresiz kalıyor. Belki dünya bilerek sesini çıkarmıyor, gözlerini kapattık, kulaklarını tıkıyor. Peki ama adına Türk dediğimiz, İslam dediğimiz ülke yöneticileri neden suspus oluyor? Doğru ya Gazze'de ki katliama ses çıkarmayanlar bugün Doğu Türkistan'a neden ses çıkarsın ki?

Doğu Türkistan meselesi sadece bir insan hakları sorunu değil, aynı zamanda bir ümmet davasıdır. Doğu Türkistan'da sadece bir halk değil, bir inanç, bir kültür, bir kimlik yok edilmek isteniyor. Uygur Türkleri, Çin’in baskıcı politikaları altında sistematik bir asimilasyona uğruyor. O topraklar, bin yıllık Türk tarihinin, İslam medeniyetinin ve direniş ruhunun beşiğidir. Kaşgarlı Mahmud’un, Yusuf Has Hacib’in, Ahmed Yesevî’nin izleri o topraklarda atılmıştır.

Doğu Türkistan’ı unutan bir millet, kendi tarihini, kimliğini, kardeşliğini unutur. Biz unutursak, zalim kazanır.


Doğu Türkistan'ı her fırsatta hatırlatmalı, konuşmalı, yazmalı, dua etmeli, sesimizi yükseltmeliyiz. Çünkü Doğu Türkistan bizim vicdan sınavımızdır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.