En az bir asırdır batılılaşma dayatılıyor toplumumuza. Bütün maddi manevi değerlere sırt çevirip; kanunları, eğitim politikalarını, hatta giyim kuşamımıza kadar her şeyi batılılara benzetmeye çalıştık. Düğünlerimiz bile kendi töre ve geleneklerimize göre yapılmıyor.
Peki , mutlumuyuz ?! Bir asrı geçen dönemde her on yılda bir sıtma nöbeti gibi tekrarlanan kaoslar, ekonomik çıkmazlar, darbeler vs ne anlama geliyor düşünüyormuyuz. Plansız, programsız ekmek derdinde şehirlere göçtürüldük. Yoksulluk, eğitimsizlik içerisinde bırakıldık. Yetmedi aşağılandık, cahil - gerici - yobaz diye yaftalandık.
Siyaset kulvarlarını bile batının gönlünü hoş edecek şekilde düzenledik. 1970 kurulan bir parti amblemi, '' Allah'ın birliğini işaret ediyor '' iddiasıyla kapatıldı. Sonrasında 1972 de anahtar sembolüyle bir parti daha kuruldu. Dediler ki, komünist - faşist - liberal vs partileri kurmak serbest ama manevi değerleri savunan parti kurmak yasak.
Seneler içerisinde inançlı insanların bu ülke için tehdit olmayı bırakın; Canı malı her şeyiyle vatanı, milleti için; Tıpkı kurtuluş savaşında olduğu gbi her türlü fedakarlığa hazır olduğunu gördüler. Dayatılan başörtüsü probleminin kalkması için kanuni tüm yollar denenerek eylemler yapıldı. Bir polise taş atan yahut inciten olmadı.
'' Önce ahlak ve maneviyat '' diyenler yanılmadı. '' Batılılaştıkça batıyoruz '' diyenler yanılmadı. Eğitim, öğretim böyle devam ettiği sürece nesillerin kahır ekseriyeti kaybedilmeye devam edilecektir. Toplumu ayakta tutacak aile kurumu yara aldı. Mazaallah aile kurumu dağılırsa telafisi zor mağduriyetler artar.
Son zamanlarda çocuk suçlu oranlarında artış var. Cezaların caydırıcı nitelikte olmadığı belli. '' İstanbul Sözleşmesi '' teraneleriyle kız çocuklarımız, gençlerimiz hedef alındı. Anne - babalar çocuklarını sahiplenmekte zorlanıyorlar. Özgürlük teması öyle yanlış işlendi ki, anne - baba dirayetinden uzaklaşmak gençlerin özgürleşmesi gibi algılandı. Evden kaçanlar, uyuşturucu bağımlısı suça meyilli gençler çoğaldı.
Bir an önce müdahale edilmesi gereken Tv kanalları var. Aileyi tahribe yönelik diziler, kadın programlarıyla geleneklerimiz - göreneklerimiz tahrip edildiği gibi, mafyatik dizilerlede 18 yaşından küçük gençler ciddi suç zanlıları olarak karakol kapılarını ve adalet salonlarını dolduruyorlar. Filmler, işlenen suçların karşılıksız kalacağı hissi veriyor gençlere. Akıbeti meçhul düşünülmeyen sonuçlarla karşılaşınca da dünyaları yıkılıyor.
Bu ülkeye faydalı olacak insanlar, düşünceler karalanıyor. Bir güç bu toplum beter olsun diye uğraşıyor. İktidarın durumu ortada. Ana muhalefet CHP nin durumu daha da hazin. Birbirlerini ihbar ediyor, hırsızlık, suistimal, rüşvet vb suçlamalarda bulunuyorlar. Banknotların, dolarların çuvallardan masaya döküldüğü görüntüler ekranlara düşüyor.
'' Önce insan, önce ahlak ve maneviyat '' demediğimiz sürece; Birileri bizim ümitlerimizi, geleceğimizi karartmaya devam edecek. Kendi milli - manevi değerlerimizi sahiplenirsek, biz olarak Tarih yolculuğumuza devam ederiz. İthal ırkçı - faşist - komünist - liberalist - kapitalist vb düşüncelerle yaşadığımız olumsuz gidişat daha da derinleştiriliyor. Hepsini elimizin tersiyle itip; Kendimize, milli düşüncemize, milli görüşümüze sahip çıkmalıyız. Allah'a emanetsiniz Vesselam..
Umutsuzluğa Kapılmayın: Bu Ülkeyi Bireyleri ve Toplumuyla Kurtaracak Milli Görüş Var
En az bir asırdır batılılaşma dayatılıyor toplumumuza. Bütün maddi manevi değerlere sırt çevirip; kanunları, eğitim politikalarını, hatta giyim kuşamımıza kadar her şeyi batılılara benzetmeye çalıştık. Düğünlerimiz bile kendi töre ve geleneklerimize göre yapılmıyor.
Peki , mutlumuyuz ?! Bir asrı geçen dönemde her on yılda bir sıtma nöbeti gibi tekrarlanan kaoslar, ekonomik çıkmazlar, darbeler vs ne anlama geliyor düşünüyormuyuz. Plansız, programsız ekmek derdinde şehirlere göçtürüldük. Yoksulluk, eğitimsizlik içerisinde bırakıldık. Yetmedi aşağılandık, cahil - gerici - yobaz diye yaftalandık.
Siyaset kulvarlarını bile batının gönlünü hoş edecek şekilde düzenledik. 1970 kurulan bir parti amblemi, '' Allah'ın birliğini işaret ediyor '' iddiasıyla kapatıldı. Sonrasında 1972 de anahtar sembolüyle bir parti daha kuruldu. Dediler ki, komünist - faşist - liberal vs partileri kurmak serbest ama manevi değerleri savunan parti kurmak yasak.
Seneler içerisinde inançlı insanların bu ülke için tehdit olmayı bırakın; Canı malı her şeyiyle vatanı, milleti için; Tıpkı kurtuluş savaşında olduğu gbi her türlü fedakarlığa hazır olduğunu gördüler. Dayatılan başörtüsü probleminin kalkması için kanuni tüm yollar denenerek eylemler yapıldı. Bir polise taş atan yahut inciten olmadı.
'' Önce ahlak ve maneviyat '' diyenler yanılmadı. '' Batılılaştıkça batıyoruz '' diyenler yanılmadı. Eğitim, öğretim böyle devam ettiği sürece nesillerin kahır ekseriyeti kaybedilmeye devam edilecektir. Toplumu ayakta tutacak aile kurumu yara aldı. Mazaallah aile kurumu dağılırsa telafisi zor mağduriyetler artar.
Son zamanlarda çocuk suçlu oranlarında artış var. Cezaların caydırıcı nitelikte olmadığı belli. '' İstanbul Sözleşmesi '' teraneleriyle kız çocuklarımız, gençlerimiz hedef alındı. Anne - babalar çocuklarını sahiplenmekte zorlanıyorlar. Özgürlük teması öyle yanlış işlendi ki, anne - baba dirayetinden uzaklaşmak gençlerin özgürleşmesi gibi algılandı. Evden kaçanlar, uyuşturucu bağımlısı suça meyilli gençler çoğaldı.
Bir an önce müdahale edilmesi gereken Tv kanalları var. Aileyi tahribe yönelik diziler, kadın programlarıyla geleneklerimiz - göreneklerimiz tahrip edildiği gibi, mafyatik dizilerlede 18 yaşından küçük gençler ciddi suç zanlıları olarak karakol kapılarını ve adalet salonlarını dolduruyorlar. Filmler, işlenen suçların karşılıksız kalacağı hissi veriyor gençlere. Akıbeti meçhul düşünülmeyen sonuçlarla karşılaşınca da dünyaları yıkılıyor.
Bu ülkeye faydalı olacak insanlar, düşünceler karalanıyor. Bir güç bu toplum beter olsun diye uğraşıyor. İktidarın durumu ortada. Ana muhalefet CHP nin durumu daha da hazin. Birbirlerini ihbar ediyor, hırsızlık, suistimal, rüşvet vb suçlamalarda bulunuyorlar. Banknotların, dolarların çuvallardan masaya döküldüğü görüntüler ekranlara düşüyor.
'' Önce insan, önce ahlak ve maneviyat '' demediğimiz sürece; Birileri bizim ümitlerimizi, geleceğimizi karartmaya devam edecek. Kendi milli - manevi değerlerimizi sahiplenirsek, biz olarak Tarih yolculuğumuza devam ederiz. İthal ırkçı - faşist - komünist - liberalist - kapitalist vb düşüncelerle yaşadığımız olumsuz gidişat daha da derinleştiriliyor. Hepsini elimizin tersiyle itip; Kendimize, milli düşüncemize, milli görüşümüze sahip çıkmalıyız. Allah'a emanetsiniz Vesselam..
Ekleme
Tarihi: 14 Eylül 2025 -Pazar

Umutsuzluğa Kapılmayın: Bu Ülkeyi Bireyleri ve Toplumuyla Kurtaracak Milli Görüş Var
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(2)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
SİMYACI
(14.09.2025 10:47 -
#1269)
Görsel ve yazılı basın, Sosyal medya vb.kitle iletişim platform larına bakıldığındığın da toplumsal ahlâki, kültürel, dini, örf, adet, töre vb değerlerin yozlaştığını izliyoruz.
Ve hatta yakın sosyal çevremiz ile sokaklarda şahit oluyoruz.
Bu durum içler acısı karamsarlık, umutsuz kaygılara neden oluyor.
Ancak diğer taraftan şöyle bir makale okumuştum.
' Birçok araştırmaya göre, insanlar olumsuz deneyimleri olumlu deneyimlerden daha sık ve daha yoğun bir şekilde dile getiriyor. Bu durum, psikolojide negativity bias (olumsuzluk sapması) olarak bilinen bir olgudan kaynaklanıyor. Beynimiz, hayatta kalma mekanizmasının bir parçası olarak, tehlikeleri veya olumsuz durumları daha çabuk fark etmeye ve hatırlamaya meyillidir.
Bu sapma, şikayetlerin olumlu geri bildirimlerden çok daha fazla duyulmasına yol açar. Yapılan bazı araştırmalar, bir kişinin bir ürün veya hizmetten memnun kaldığında bunu 1-2 kişiye, ancak memnun kalmadığında ise 10 kişiye kadar anlatabildiğini gösteriyor. Bu oranlar, sektörden sektöre ve kişiden kişiye değişebilmekle birlikte, genel eğilimin bu yönde olduğunu kanıtlıyor. "
Belki züğürt tesellisi olacak ama algıda seçici olup bizi rahatsız eden durumları daha fazla dikkate alıyor olabiliriz.
Olumsuzluk ları abartı lı algılıyor olmamızda beynimizin bak burada böylesi haller var.
Görmez den gelme bir an önce çözüm bul demesi olmalı.
Allah'ın bize verdiği erken savunma sistemi olabilir.
Uyaranları görmezden gelemeyiz.
Haklısınız uyarınız için,
Acilen ciddi tedbirler almak zorunda yız.
A.Eser
(14.09.2025 13:55 -
#1270)
Çok güzel , çok değerli makale için teşekkürler,yüreğine saglık üstad.https://www.facebook.com/share/v/19ZZNWo1RK/